Dahası dünya Hocalı Katliamı’nı görmezden gelmekle kalmayıp, Ermenilerin yüz yıl önce Osmanlılar tarafından soykırıma uğratıldığı iftirasını araştırmaya gerek dahi görmeden bir gerçek olarak kabul etmekte, hatta bununla da kalmayıp, Ulusal Meclislerden geçirilen yasalarla tarihi yeniden yazmaya kalkışmaktadır.
Hocalı, tarih boyunca Türklerin maruz kaldıkları katliamların sonuncusu konumundadır. Türkler 1774’ten itibaren 1826-1829, 1877-1878, 1911, 1918-1919, 1921-22, 1932-33 yıllarında sürekli sürgün ve katliamlara uğratılmış bir millettir. Bu katliam ve sürgünler Türk coğrafyasının çeşitli bölgelerinde acımasızca gerçekleştirilmiştir. 19. asırda hala Türklerin yerleşik olduğu bazı şehirlerde bugün bir Türk dahi bırakılmamıştır. Buna rağmen dünya, Türkleri suçlamaktadır. Türkler adeta kendi kendilerini öldürmüş, kendi kendilerini sürmüştür.
Türkler alicenaplıkları ile temayüz etmiş bir millettir. Başklarının tersine genç nesilleri nefret duygularıyla yetiştirmek gibi alışkanlıkları yoktur. Muhtemelen geçmişte başımıza gelenleri kolayca unutmamız da bundan kaynaklanmaktadır. Ancak nefret tohumları ekmek başka, tarihi hatırlamak başka şeydir. Bu nedenle, Hocalı Katliamı hafızalarımıza yerleşmeli ve sonraki nesillere de aktarılmalıdır. Hocalı Katliamı 1918 yılının Mart ayında 3000 Türk’ün Bakü’de Taşnaklar tarafından katledişinin unutulduğu gibi unutulmamalıdır.
Bu katliamlarda şehit olanların manevi huzurunda saygıyla eğiliyor ve kendilerine Allah`tan rahmet diliyoruz.