Türk Keneşi’nin Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi işbirliğiyle, Azerbaycan Cumhuriyeti’nde 25 yıl önce meydana gelen ve modern zamanların en büyük insanlık trajedilerinden biri olan Hocalı Soykırımı ve kurbanlarını anma vesilesiyle tertiplediği “Hocalı Soykırımı, İnsanlığa Karşı Suçlar ve Terörizm” başlıklı uluslararası konferans bugün (22 Şubat 2017) Ankara’da başlamıştır.
Türk Keneşi Genel Sekreteri Büyükelçi Ramil Hasanov, konferansın açılışını yapmıştır. Açılış töreninde ayrıca, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Kazak-Türk Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız, Azerbaycan Cumhuriyeti Eğitim Bakanı Sayın Mikail Cabbarov, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Elmar Memmedyarov ve TBMM Başkanı Vekili Sayın Ahmet Aydın katılımcılara hitap etmişlerdir.
Genel Sekreter Hasanov konuşmasında Türk milletinin hiçbir millete karşı kin ve düşmanlık beslemediğini, tarihin her döneminde diğer din ve milletlere mensup toplulukları ayrım gözetmeksizin kucakladığını ve birlikte yaşama kültürünü güçlendirdiğini ifade ederek, kendi doğduğu yer olan Zengezur bölgesindeki yaşlı Ermenilerin bile bu hakikati tasdik ettiklerini aktarmıştır. Genel Sekreter Hasanov, halihazırda dahi 30.000’den fazla Ermeninin Azerbaycan topraklarında emniyet içinde yaşamasının Türk milletinin bu köklü ve gurur verici hoşgörüsünün önemli bir kanıtı olduğuna işaret ederek, bu hoşgörünün ve adalet anlayışının Ermenistan başta olmak üzere diğer milletlerde de yayılmaya başlamasıyla ancak dünyada barış ve istikrarın sağlanabileceğini, diğer yandan, Hocalı Soykırımının modern insanlık tarihinin acı bir gerçeği olduğunu, bu nedenle de geçmişi unutmadan geleceğe sahip çıkılması gerektiğini vurgulamıştır.
Mütevelli Heyeti Başkanı Yıldız dünya kamuoyunun ve BM ve AB gibi önde gelen uluslararası kuruluşların Hocalı’daki katliama ve dünyanın değişik bölgelerinde müslümanlara karşı gerçekleştirilen insanlık suçlarına gereken önem ve önceliği vermediğine, tek taraflı yaklaştığına değinerek, bugün Hoca Ahmet Yesevi’nin temsil ettiği irfan geleneğine, birlik ve beraberlik ruhuna her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunun altını çizmiştir.
Azerbaycan Cumhuriyeti Eğitim Bakanı Cabbarov ise hitabında, yalnızca Azerbaycan’a değil tüm insanlığa karşı işlenen Hocalı Soykırımının hafızalardan silinmediğini ancak buna rağmen Azerbaycan’ın, Ermenistan’ın aksine, etnik nefret kültürünü aşılama siyaseti gütmediğini, bunun yerine Azerbaycan eğitim sisteminin hoşgörü, çok kültürlülük ve birlikte yaşama prensiplerine dayandığını ve aşırcılık ve radikalizmle mücadele ettiğini belirterek, temel maksadın Azerbaycan halkına karşı işlenen vahşetin faillerinin dünya kamuoyu huzurunda tarihi adalet önüne getirilmesi olduğunu söylemiştir. Bakan Cabbarov ayrıca Türk Keneşi çerçevesinde yürütülen Ortak Tarih Kitabı gibi projelerin tarihten dersler çıkarılması bağlamında Türk Dünyası için önemli katkılar sağlayacağını vurgulamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu konuşmasında, Kafkasya bölgesindeki güvenlik ve istikrarın önündeki en büyük engelin Azerbaycan topraklarının %20’sinin Ermenistan tarafından işgal edilmesi olduğunu, AGİT Minsk Grubunun Karabağ Sorununun çözülmesinde etkisiz olduğunu vurgulamış ve bu haksız, adaletsiz durumun kabul edilemez olduğunu Türk Keneşi bünyesindede de bütün dünyaya anlatılmasına devam edileceğini bildirmiştir.
Bakan Çavuşoğlu devamla, Hocalı’daki katliam gibi tüm dünyanın gözü önünde kayıtlara geçen gerçeklerden kaçan Ermenilerin, Türkiye’nin ortak tarih komisyonu kurulması ve arşivlerin objektif olarak incelenmesi önerilerini reddederek, “1915 olayları” iftiralarıyla meşgul olduklarını ifadeyle, halihazırdaki Ermenistan liderinin Hocalı katliamı hakkında sarf ettiği “Azerbaycanlıların sivillere dokunulmayacağı beklentilerinin Hocalı katliamıyla yıkılmasını sağladıkları” yönündeki ifadelerinin vahim bir anlayış çarpıklığına delil olduğunu söylemiş, diğer yandan dünya kamuoyunun Ermenilerin soykırıma maruz kaldıkları tezlerine gereken cevapları yavaş yavaş vermeye başladıklarını belirtmiştir.
Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Memmedyarov Hocalı Katliamına ilişkin detayların yanısıra Azerbaycan’ın diğer birçok bölgesinde meydana gelen vahşet olaylarını aktardıktan sonra amaçlarının Hocalı Soykırımının uluslararası hukuk çerçevesinde dünya komuoyuna bildirilmesi ve adaletin sağlanması olduğunu, bu kapsamda “Hocalı’ya Adalet” başlıklı girişimle bu suçun faillerinin cezalandırılmasının sağlanması çalışmalarını güçlü bir şekilde yürüttüklerini, İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumu’nun bu girişime 40 ülkedeki çeşitli faaliyetle destek verdiğini, birçok ülke parlamentolarının Hocalıyı soykırım olarak tanıdığını, diğer yandan, Türk Keneşi Diyasporalarının da benzer çalışmalar yürütebileceğini ifade etmiştir.
TBMM Başkanı Vekili Aydın, uluslararası kamuyounun, özellikle batı dünyasının Hocalı gibi müslümanlara karşı işlenen suçlara karşı körleri ve sağırları oynadığını, oysa bu tür terör eylemlerinin tüm insanlığa karşı işlenmiş olduğunu, dolayısıyla nasıl Avrupa’daki terör olayları için nasıl “ben Parisim”, “ben Brükselim” deniyorsa aynı şekilde “ben Hocalıyım”, “ben Ankarayım”, “ben Halebim” denmesi gerektiğini söylemiştir.
Açılış töreninin ardından ‘Hocalı Soykırımı: 20. Yüzyılın Sonunda Bir İnsanlık Trajedisi’ ile ‘İnsanlığa Karşı Suçlar, Soykırım, Terörizm ve İlişkileri’ başlıklı panellere geçilmiştir.